Pages

27 Ağustos 2013 Salı

YAKARIŞ !!!















Ey Tanrı !
Niçin sesimi duymazsın
bu nasıl bir yazgı, bu nasıl bir keder?
çektikçe çektiren,
süründürdükçe süründüren,
Maverada isyan çiçeklerin açtıran,

ey dost, ey arkadaş, ey insanlar,
Bu tanrı kimindi?
neden bizleri görmüyordu?
Neden o heybetli elini
bir kez olsun bize uzatmıyordu?

Bizde onun kulları değil miydik?
ona inanmıyormuyduk?
ona ibadet etmiyormuyduk?

Bu acı,
bu yok oluş,
bu hiçlik neden?


Örümcekler sarmış bir mağarada
acı içinde kıvranıyoruz,
Hani mutluluk,
hani sevinç,
hani dostluk, hani kardeşlik,
herkes birbirinin sırtından mı
vuracak böyle,


ve bu benim,
ve bu benim isyanım,
soğuk duvarlar arasında kalmış
ve yeryüzünün kirlenmişliği ile boğulan
yalnız bir kadın


Duy artık beni de Ey Tanrım,
Uzat bana da o heybetli ellerini...

Duy sesimi...



Melike Melis / Kalinihta Girit

HAZAN





Hazanım ben,
sana dökülürüm bir tek,
sana düşer
yüreğimden, sevda cümleleri tek tek,
yüzün düşer kalemime,
gözlerin düşer,
seni yazarım bir tek,
hüzne boyar bütün cümlelerimi
yüreğimde
tutuşur bütün sevda sözleri,


Ben ki;
hazanım,
bir tek sana yanarım,
bir tek sana kanarım,


O ki;
hüznüme duyarlı bir kalem,
gece gündüz beni yazar elem elem


Ne zaman içsek iki kadeh şarabı
düşürür diline bütün sevda sözlerini,
ardından bir sigara yakar,
''off'' der böyle kaderin...


bende çaresizliğimden bir şey diyemem
sözün bittiği yerde boğulurum
yalan cevaplarla geçiştiririm
kara yazgımsa,
yazılmış bir kere
kara kalemlerle,
değişmez...


Ben ki;
Hazanım,
Sen ki;
bütün sevda sözlerimin sahibi,


Sen ki;
nicedir sahipsiz yüreğimin
tek sahibi...

kavuşmamız mahşere kalsada
sen en iyisi,
yüreğinden düşen sevda sözleriyle
şiir yolla bana...


Yüreğimden, yüreğine
şiirlerle...



Melike Melis / Kalinihta Girit

YALNIZLIK



Yalnızlık; 
bir insanın ağustos ortasında
karlı bir kış gününde 
kar altında kalması gibiydi,
Yalnızlıktan 
üşüdüğüm vakitlerde,
Aşkını yorgan yapıp 
yattım geceler boyu...


Melike Melis / Kalinihta Girit

ANKARA'DA BİR MEZAR




Bir eylül akşamında 
Cebeci'de tanışmıştık seninle
yalnızlıklarımın bitişi
sonu hüsranla biten bir aşkın başlangıcıydı,
Bilemezdim ki 
katilimin sen olacağını,
bilemezdim ki 
beni sevda yerimden vuracağını,


O kadar çok sevmiştim ki,
yer gök sanki senin üzerine kuruluydu,
sensiz nefes bile alamıyordum,
ilk kez aşkı, katilimle tanımıştım
Ankara'nın loş ışıklı gecelerinde,
sen nereye, ben oraya 
sürükleniyordum ardından
yıllarca bu sürüklenişlerim devam etti,



Gecem gündüzüm sen olmuştun,
hayatı unutup sana yanmıştım
bir adak mumu gibi,
beni öldüreceğini bile bile
çöllerde susuz kalmışcasına 
sana ve aşkına susamıştım


oysa benim sevgim,
sana hep ağır gelmişti
taşıyamıyordun,
taşıyamadıkça yüreğimi eziyordun
yaptığım onca fedakarlığa rağmen
beni ölmeden mezara koyuyordun,


oysa ki 
sende seviyordun
biliyordum,
adım gibi emindim aşkından
ama taşıyamıyordun işte
bu kadar sevilmeyi kaldıramıyordun 
sevgisizlikle beslenmişti kalbin,
benden başka kimse sevmemişti seni


sustukça susuşum oluyordun,
hep gitmeyi istedikçe 
gidemeyişim,
kaçamıyordum bir türlü senden
bir gün beni öldüreceğini bile bile
gidemiyordum


ailesinden şiddet görüp 
ne yapacağını bilemeyen 
çocuklar gibiydim
hep kaçmaya dair planlarım oluyordu,
ama beceremiyordum bir türlü 
senden kaçmayı,
her kaçmak istediğimde 
kucağına düşüyordum
yeniden...


Sürekli gelgitler yaşardı beynim,
bir sana bir bana ötelenmeler,
aklım oyunlar oynardı bana,
gitmek mi zor, kalmak mı?
çok düşündüğüm zamanlar oldu,
gitmekte zordu,
kalmakta


gidersem
yıllarımı verdiğim, 
emekle yüreğimde büyüttüğüm 
sevgi çiçeklerini ellerimle 
kopartacaktım...


kalsam
her gün gözyaşı, 
her gün işkence,
her gün morarmış bir ten
ve ağlamaktan göz pınarları kurumuş 
bir gözle yaşayacaktım...


Bütün özgürlüğüm elimden alınmış,
tutuklu bir mahkum gibi yaşıyordum..
hastalıklı bir kıskançlığın eşiğinde
böyle yaşamayı hak etmiyordum
hem de hiç...


Bir veda mektubu hazırlayıp,
kaçışı tercih ettim,
yüreğim ne kadar ''dur'' dediyse de 
dinlemedim,
Kaçtım sonunda senden...


Biliyorum, 
bu aşkın katili sen olması beklenirken,
ben katili oldum bu aşkın,
ellerim kanlı, 
büyük bir aşkın katili oldum
Ankara'nın katran karası bir gecesinde


Yüreğimde öyle bir devrim yaptım ki,
Önce seni terkettim,
sonra dönmemek üzere 
Ankara'yı terkettim...


Ankara Benim değil,
aşkımızın değil,
senin mezarın oldu...


Bu gece yüreğim çok ağrıyor
Ağrıyan yerden 
bir kez daha
seni çıkarıyorum... 


şimdi ben,
Özgürlük türküsü söyleyerek
özgürlük yollarında
hayatıma devam ediyorum
kaldığım yerden...



Melike Melis / İstanbul

şiir

 Dalında yeni açmış bir güldür ŞİİR, bazen dikenleri yüreğimizi kanatır, bazende güzel kokusuyla hayat verir....


                                                                          Melike Melis 

CUMHURİYET YÜZLÜ ÇOCUK


Takvimler 29 ekimi gösteriyordu,
bir çocuk geldi dünyaya 
Cumhuriyet gibi aydınlıktı yüzü
çağlayan bir nehir gibiydi gözleri


kucağıma aldım,
yüreğine dokundum,
öyle hızla atıyordu ki,
başka dünyaya gelmenin 
heyecanı içindeydi sanki


alnından öptüm
en değerli sanat eserim deyip 
yüreğini yüreğime ekledim
hoş geldin dünyama
''cumhuriyet yüzlü çocuk''
Hoş geldin...


18 yıl boyunca,
en iyi arkadaşım, sırdaşım,
gururum,
hüznüm, sevincim,
ümidim,
her şeyim seninle başlar,
seninle biter.
''Cumhuriyet yüzlü çocuk''


sahip çık düşlerine,
her zaman koş arkasından,
düşlerinde ki sanat ateşi elbet
bir gün gerçeğe dönüşecektir,
bıkma,
usanma,
yılma,
bittim dediğin yerde
sarıl düşlerine.

gökyüzüne bak
senindir o mavilik

sana sanat ışığı olsun 
her zaman
o sonsuz özgürlük...


Sarıl düşlerine Çocuk...



Batuhan'ıma



Melike Melis

CUMHURİYET YÜZLÜ ÇOCUK












































































Takvimler 29 ekimi gösteriyordu,
bir çocuk geldi dünyaya 
Cumhuriyet gibi aydınlıktı yüzü
çağlayan bir nehir gibiydi gözleri


kucağıma aldım,
yüreğine dokundum,
öyle hızla atıyordu ki,
başka dünyaya gelmenin 
heyecanı içindeydi sanki


alnından öptüm
en değerli sanat eserim deyip 
yüreğini yüreğime ekledim
hoş geldin dünyama
''cumhuriyet yüzlü çocuk''
Hoş geldin...


18 yıl boyunca,
en iyi arkadaşım, sırdaşım,
gururum,
hüznüm, sevincim,
ümidim,
her şeyim seninle başlar,
seninle biter.
''Cumhuriyet yüzlü çocuk''


sahip çık düşlerine,
her zaman koş arkasından,
düşlerinde ki sanat ateşi elbet
bir gün gerçeğe dönüşecektir,
bıkma,
usanma,
yılma,
bittim dediğin yerde
sarıl düşlerine.

gökyüzüne bak
senindir o mavilik

sana sanat ışığı olsun 
her zaman
o sonsuz özgürlük...


Sarıl düşlerine Çocuk...



Batuhan'ıma



Melike Melis

SANRI




Duvarlar arasında kalan,
tutsak bir kadındım,
İsyan bayraklarını
şiirlerimde sallandırdım.
lirik bir şiirden ibarettim
bu hayatta
Bazen Tanrı bile duymazdı
içsel çığlıklarımı...


umudumu hep gökyüzünde
sakladım..
cenneti de bu dünya da gördüm
cehennemi de
güzelliği de bu dünyada gördüm,
hainliğide,
sırtından vurulmayıda...


Ağrılı ve yavaş bir ölüme sürükleyen
bir hastalıktı bu hayat,
acı veren sanrıları vardı hep,
nereye baksam,
kiminle konuşsam hep bir acı
yüreklerde bir içsel ağrı,


ben bu hayatta,
denize, gökyüzüne
bir de kuşlara aşıktım,
...Ki ebedi aşk buydu,
dokunulmayan aşk ölmüyordu,


yalnızlığın
metrakaresini ölçtüm,
santim santim...
pencereme konan
bir serçeyi yüreğinden öptüm,
kanadından yaralanmış bir güvercini
iyileştirip gökyüzüne salıverdim
işte sonsuz aşk buydu...



Melike Melis / Kalinihta Girit

SÖZ YAŞLARIM

Tarsus'ta Doğup Büyüyen Genç yazarlardan Melike Melis Öneş'in ilk eseri olan ''Söz Yaşlarım'' İsimli kitabı Raflarda ve net satış sitelerinde yerini almış bulunmaktadır.
Kitabın içeriği hayata dair, sevgi, aşk ve ayrılık şiirleridir.Tarsus'tan Ankara'ya uzanan bir hayatın öyküsüdür, hepsi yaşanmışlıklarla dolu olup yazarın yaşadıklarını gerçek duygularıyla kaleme aldığı şiirlerdir, her bir satırına göz yaşı düşmüş olan
bu şiirler umarım hak ettiği değeri görür...
yazarın kitabından bir kesitle,
Genç yazara başarılarının devamını diliyoruz.
Albümler arasında kalmış, sararmış bir fotoğrafta bitiyor ömür dediğimiz şey. Sevgi yüreğimizin derinliklerine işliyor. Özlem duyuyoruz gün gün geçmişimize ve geçmişimizdeki kişilere. Bir gün bizler de geçmiş olacağız bu hayattan. İşte bu yüzden kırmayın kimsenin kalbini; bırakın da mutlu bir anı olarak kalalım gelecektekilerin zihninde…
İçinde; kocaman bir yürekle, hayatın her evresinden geçmiş, yeri geldiğinde melankolik, yeri geldiğinde bir çocuk kadar masum, yeri geldiğinde de işveli ama acıların en kötüsünü görmüş, hayatın hep diplerinde çürümeye yüz tutmuş ama hiçbir zaman umudunu kaybetmeyen bir Melike Melis ÖNEŞ var...
                              KURTAR BENİ ANNEM
                       
            Hani trenler geçerdi kapımızın önünden.
            Penceremizi her açtığımızda
            Portakal çiçekleri kokardı odamız.
            Bir umudumuz vardı,
            Bir de yıkılmayan gururumuz,
            Bir de yalancı dostlarımız,

            Anımsar mısın annem?
            Şimdi ne umudumuz,
           Ne de yalancı dostlarımız var.
           Artık penceremi her açtığımda
           Portakal çiçekleri kokmuyor odam.
           Artık trenler de geçmiyor kapımın önünden.
           Yalancı dostlarım yok.
           Bir umudum kaldı geriye
           Bir de yıkılmayan gururum.
           İstesem de geri dönemem anne
           Eğemem başımı önüme
           Bakamam o sahte insanların yüzüne.
           Ben şu an çok garip bir yerdeyim
           Burada mevsimler farklı.
           Sanki güneş hiç doğmuyor,
           Sanki mevsim hiç bahar olmayacak,
           Sanki bir daha buluşamayacak,
           Senin sıcak ellerinde ellerim.
           Gel beni bul annem,
           Kurtar beni bu karanlık hücrelerden.
           Kurtar beni Annem.
                     Melike Melis /ANKARA/SİNCAN

24 Ağustos 2013 Cumartesi

K A N A Y A N



Damdan 
düşer gibi 
hayatıma girdin be more, 
oysaki ben, 
bir aşkın kanayan 
şiiriydim.

geceden,
gün doğumlarına dek
kanayan yüreğimle,
şiirlere dökerdim
yalnızlığımı...

bilir misin sen?
bir şair her gece kanar 
akan kanı dökülür şiirlere

ahh !!!
Ahh be more 
bilmezsin ki,
bir şair 
niye kanar?


Melike Melis / Kalinihta Girit
Yazar : Melike Melis  Yılmaz     /    Eklenme Tarihi : 08.08.2013




S U S T U M



Sustum !
Gözlerimi tavana dikip
yüreğimden gelen çığlığı dinledim,
sanki yüzyıl öncesinden gelen
amansız bir çığlıktı.

küstüm !
uzaklara kaçtım
yok saydım aşkı
hayatımdan attım 
bilinmez bir sonsuzluğa.

Şiirlere sığındım !
her gün yüreğimden kopan sancılarla
yeni çocuklar doğurdum
kanayan parmaklarımdan 
dökülen...

Öldüm !
beni bir konteynıra gömün
ateş atmayın çöpüme
kırın ki kalbimi bu dünya bin yıl daha yaşasın!


Melike Melis / Kalanihta Girit


...










“Çek yüreğini yüreğimden be adam,
duyulmasın Feryad-ı figanım”

— Melike Melis